Prof Dr. Beksaç: Tarihi hamamlar altın gömülü söylentiler yüzünden tahrip ediliyor
Umut IŞIK/EDİRNE,(DHA)-EDİRNE’de Osmanlı padişahı 1’nci Murad döneminde yapılan ve 600 yıldır ayakta kalmayı başaran tarihi Yeniçeri Hamamı, defineciler ve madde bağımlılarınca tahrip edildi. Yapının, ’hamamlarda altın gömülü’ söylentileri yüzünden tahrip edildiğini belirten,Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, ”Defineci her yerde var. Çünkü halk arasında bir anlatı var. Hamamlara altın gömüldüğü ve o nedenle belirli noktalarda altın bulunduğu gibi bir anlatışı da söz konusu ve bu anlatı çok yaygın olarak halk arasında. O yüzden de tarihi yapılar mahvediliyor. Böyle bir şeyin geçerliliği de yok ama işte bazı akıllılar kalkıp ortamı tahrip ediyorlar. Hiçbir şey bulamazsınız, yıkıp tahrip etmeyin” dedi.
Osmanlı’ya 88 yıl başkentlik yapan Edirne’de, tahribata uğrayan ve yıkılma tehlikesi yaşayan tarihi yapılar arasında hamamlar dikkat çekiyor. Kentin bir çok noktasında bulunan hamamlar arasında en heybetli ve en eskilerinden biri de Meydan Mahallesi’nde bulunan tarihi Yeniçeri Hamamı. Edirne’de eski Osmanlı Sarayı’nın bulunduğu bölgeye yakın olan tarihi Muradiye Camisi yakınındaki hamam dönemin Osmanlı Padişahı 1’nci Murad döneminde yaklaşık 600 yıl önce yapıldığı belirtiliyor. Tarihi yapı, yeniçeri askerlerinin kullandığı için ’Yeniçeri Hamamı’ olarak biliniyor. Yapının soyunmalık kısmı, kuzey ve güney bölümlerindeki alanları ile giriş kısmı kubbesiyle birlikte çökmüş durumda. Tarihi yapı kubbe sayısı, büyüklüğü ve sivri kemerleri bulunuyor.
YIKILMA TEHLİKESİ YAŞIYOR
Defineciler ve uyuşturucu bağımlıları tarafından tahribata uğrayan yapı, yok olma ve yıkılma tehlikesi yaşıyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü Edirne Bölge Müdürlüğü’ne ait olan yapının ayakta kalarak günümüze ulaşan kubbelerinin yıkılmasına karşın, giriş ve çıkışları demir saçlarla kapatılmış durumda. Kaderine terk edilen yapının kubbe ve duvarlarında çıkan ağaç kökleri de yapıya büyük zarar verdiğini gözler önüne seriyor.
ACİLEN ONARILMASI LAZIM’
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, Osmanlı döneminden kalma ’Yeniçeri Hamamı ile kentte bir çok hamamın yıkılma yok olma tehlikesine karşı acilen onarılması gerektiğini söyledi. ”Özellikle Osmanlı devrinin çok erken süreçlerinden başlayarak Edirne’ye fazlasıyla hamam yapıldığını biliyoruz. Nüfusun yoğun olduğu bölgelerin hepsinde bir Osmanlı hamamını bulmamız mümkün. Maalesef hamamlar en çok tahrip olan eserlerin başında geliyor. Edirne’deki pek çok hamam bugüne kadar bir iki tanesi hariç tamir edilmeden, kaderine terk edilmiş durumda ve büyük çoğunluğunda yok olmayı bekliyor. Acilen bunların hepsinin kurtarılması lazım. Bu yapılar Osmanlı’dan bize kalan ecdad yadigarları arasında. Burada görmüş olduğumuz yeniçeri hamamı da bunların başta gelenlerinden biri. Edirne’nin aslında En büyük hamamlarından biri. Hamam Osmanlı Padişahı 1’nci Murad döneminde yapıldığı söyleniyor. Yenişehir hamamı olarak adlandırılan yapının yeni çeri askerlerinin kullanmasından dolayı ’Yeniçeri Hamamı’ olarak biliniyor. Şu anda bulunduğumuz kesim eskiden buradaki Osmanlı Yeniçeri Ocakları’nın ve ortalarının yaygın olarak bulunduğu ve isyan edildiği birimdi. Ve buna göre Teşkilatlandırılmış bir bölümü burası. Yeniçeri ocaklarının kaldırılmasıyla birlikte hamamlarda kendi kaderine terk edildi ve çoğu zaman içinde ince harap duruma düştüler.Yeniçeri Hamamı 5 veya 6 yüz yıllık bir yapı” dedi.
’EN HEYBETLİ HAMAM’
Kentte Osmanlı’dan kalan hamamlar arasından Yeniçeri Hamamı’nın en heybetli yapı olduğuna dikkat çeken Beksaç, ”Osmanlıdan günümüze kalan bu hamam iyi bir çalışma yapılması gereken bir hamam. Tamir edildiği takdirde bir kültür merkezi olabilir, başka amaçla da kullanılabilir. Yeniçeri Hamamı Osmanlı hamamları arasında en heybetlilerinden biri olarak biliyoruz. Halk arasındaki anlatılardan olsun, diğer bilgilerden olsun. Yani Edirne’deki yapılmış olan en önemli hamamlardan biri olduğunu biliyoruz.Burası tam eski saray bölgesi de eski Osmanlı İskan bölgesinde kalıyor. Burası eski Osmanlı yerleşim yeri. Eski Saraya baktığımızda tam olarak nerde olduğunu bilmemekle birlikte, bu bölgeye yakın olduğunu biliyoruz.Yani buraları askeri bölgeler, kışlaların bulunduğu bölgeler. Askerler gittikten sonra metruk durumda kalmış, uyuşturucu kullananların mekanı haline gelmiş durumda. Bu tarihi yapıların korunması gerekir” şeklinde konuştu.
’HAMAMLARDA ALTIN VAR SÖYLENTİSİ İLE TAHRİP EDİYORLAR’
Prof. Dr. Engin Beksaç, definecilerin altın var söylentisi ile tarihi yapılara büyük zarar verdiklerini belirterek, ”Defineciler her yerde var. Defineciler altın var diye Osmanlı mezarlığını bile kazan adamlar. Çünkü halk arasında bir anlatı var. Efendim hamamlara altın gömüldüğü ve o nedenle belirli noktalarda altın bulunduğu gibi bir anlatış da söz konusu. Ve bu çok yaygın olarak halk arasında konuşuluyor. O yüzden de yapılar mahvediliyor. Hiç böyle bir şeyin geçerliliği de yok ama işte bazı akıllılar kalkıp ortamı tahrip ediyorlar. Hamamlarda gömülü altın yok, mümkün değil. Buradan definecilere her zaman söylediğimiz şeyi söyleyeyim, hiçbir şey bulamazsınız. Yıkıp tahrip etmeyin. Bu yapılar ecdat yadigarı.Tahrip etmeyin” dedi.(DHA)
Yorum Yazın