Müzik terapi Anadolu'da asırlardır hastalara şifa oluyor

Edirne Uygulamalı Müzik Terapileri Derneği Başkanı da olan Prof. Dr. Öztürk, Uzman Diyetisyen Esra Çelakıl'ın sanal ortamda hazırladığı "Müzik Terapi" söyleşisine katılarak müzik terapi uygulamaları hakkında bilgi verdi.

Anadolu ve çevresinde 8. yüzyıldan itibaren müzik terapinin sağlık alanında uygulandığını anlatan Öztürk, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerindeki Darüşşifalar aracılığıyla müzik terapinin başarılı şekilde yapıldığını ifade etti.

Müzikle terapinin geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarından biri olduğunu vurgulayan Öztürk, şöyle konuştu:

"Selçuklu döneminin çok önemli sağlık kurumlarından biri, Kayseri'deki Gevher Nesibe Darüşşifası'dır. Oralarda izolasyon odalarındaki müzik sistemi keşfedildi. Merkezi müzik uygulamaları yapılıyordu. Yine Edirne'deki 2. Beyazıt Külliyesi'nde yer alan Darüşşifa'da akıl ve ruh sağlığı hastaları su sesi ve müzikle tedavi ediliyorlardı. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde Edirne'deki Darüşşifa'da haftada 3 gün saz ekibinin doktorların gözetiminde akıl hastalarına müzikle tedavi uyguladığını anlatır." 

Öztürk, Osmanlı'da 1800'lü yıllarda tıp eğitiminin modernleşmesiyle birlikte müzik terapi uygulamasının kesintiye uğradığını, 2000'li yılların başından itibaren yapılan bilimsel çalışmalar ışığında yeniden geliştiğini ve 2014 yılında çıkarılan yasayla müzik terapi uygulamalarının kurumsallaştığını dile getirdi.

Müzik terapinin hastalara şifa olmaya devam ettiğini belirten Öztürk, "Müzikle tedavi günümüzde 200 civarında ülkede gerçekleştirilen bir tıp uygulaması ancak bunu Türkiye'nin de içinde bulunduğu 4-5 ülke yasal hale getirmiş durumda. Bu anlamda müzik terapi, ülkemizde sağlıklı bir şekilde uygulanıyor. Türkiye'de standartlara uygun olan kurslarda eğitim alan kişiler sertifikayı alıp müzik terapi uygulamasına başlayabiliyor." diye konuştu.

Prof. Dr. Öztürk, müziğin, beynin tüm alanlarına etkileyen bir unsur olduğunu sözlerine ekledi.