Kılıçdaroğlu: Çok kutuplaştık artık birleşelim(2)
’GENÇLER TÜRKİYE’NİN KADERİNİ DEĞİŞTİRECEK SİZLERSİNİZ’
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Balıkesir’in ardından beraberinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile birlikte Tekirdağ’a geldi. Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingde konuşan Kılıçdaroğlu, Tekirdağ’da 61 bin 262 gencin sandığa ilk kez giderek oy kullanacağını belirterek, ”Rakam fena değil. Demek ki 61 bin 262 kişi, genç arkadaşımız sandığa gidecek ve oyunu kullanacak. Türkiye genelinde de 5 milyonu aşkın genç ilk kez sandığa gidip oy kullanacak ve Türkiye’nin kaderini değiştirecek. Gençler, Türkiye’nin kaderini değiştirecek sizlersiniz. Türkiye’ye, aydınlığı ve demokrasiyi getirecek olan sizlersiniz. Türkiye’ye özgürlüğü getirecek olanlar sizlersiniz. Türkiye’de torpili bitirmek için yeni bir iktidarı getirecek olan sizlersiniz. Türkiye’de, devletin bozulan kolonlarını yeniden inşa etmek üzere demokrat bir iktidarı, iktidara getirmek için, demokrat bir yönetimi iktidara getirmek için en büyük güç sizin elinizde, ne bekliyoruz? Özellikle 6 partinin yöneticilerine, gençlik kollarına, kadın kollarına seslenmek istiyorum, ’nasıl olsa yendik’ sakın o havaya kapılmayın, son ana kadar sanki 1 kişilik fark varmış gibi, son ana kadar çalışacağız, son ana kadar mücadele edeceğiz, son ana kadar kul hakkı yiyenleri iktidardan götürmek için mücadele edeceğiz” dedi.
’100 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI YAPACAĞIZ’
Gençlere söz verdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ”Bay Kemal sözünden dönmez. Dönmeyeceğim. Gençler, ufkunuzu açacağım, torpili kaldıracağım, KPSS sınavına gireceksiniz, mülakat diye ucube bir garabet olmayacak. Kazanacaksınız ve atamanız başlayacak. Mimarlar atama bekliyor, veteriner hekimler atama bekliyor, pek çok kişi atama bekliyor farkındayım ama şunu yapacağız; köy okullarını yeniden açacağız, 100 bin öğretmenin, Türkiye’nin 100’ncü yılında atamasını gerçekleştireceğiz. Yani Ferhat ile Şirin’in buluştuğu gibi öğrenci ile öğretmeni buluşturacağız, hiç endişe etmeyin. Çünkü eğitim bir topluma sınıf atlatan en önemli faktördür. Özellikle kız çocuklarının eğitimi aynı zamanda toplumun ve ailenin eğitimi demektir. O nedenle eğitim konusu bizim en önceliklerimiz arasındadır. O nedenle bütün köylerdeki okulları yeniden açacağız, 100 bin öğretmen gidecek bu okullarda pırıl pırıl evlatlarımızı yetiştirecek, Mustafa Kemal’in hedefiyle yetiştirecek. Hayat pahalılığının da farkındayım. Evlerde çocuğuna yeteri kadar besleme imkanı sağlayamayan annelerin dramını da biliyorum. Somun ekmeğin arasına salça sürüp çocuğuna yediren anneleri de biliyorum. Okula evladını gönderirken; ’acaba beslenme çantasına ne koyayım?’ diye düşünen ve ’ne olacak bu halimiz?’ diye düşünen anneleri de biliyorum. O nedenle her birimizin görevi var. Eğer bu acıları ben yüreğimde hissediyorsam, her birimizin de tek tek hissetmesi lazım. Bir çocuk yatağa aç giriyorsa, aslına hepimizin evladı yatağa aç giriyor demektir. Eğer bir evde elektrik kesiliyorsa, 85 milyon insanın elektriği kesilmiş demektir. Eğer bir evde, kışın soğuğunda doğalgaz kesiliyor ve ısınamıyorsa aslında hepimiz soğukta kaldık demektir. O nedenle hepimiz beraber, müşterek bir değişime imza atmak zorundayız. 22 yıldır yönetiyorlar, memleketin hali meydanda. 22 yıldır Türkiye’yi hangi noktaya getirdiler” diye konuştu.
’NASIL BİR MİRAS DEVRALACAĞIMIZIN FARKINDAYIZ’
Kılıçdaroğlu, eskiden Merkez Bankası’nın dolar kuru açıkladığını belirterek, ”Eskiden Merkez Bankası bir dolar kuru açıklardı, şimdi Merkez Bankası’nın dolar kuru var, döviz bürosunun dolar kuru var, bankaların dolar kuru var, kapalı çarşının kuru var. Hangisi geçerli belli değil. Kredileri kesmişler esnaf kredi alamıyor. Ekonomi tam bir felaket pozisyonda, onun da farkındayız. Nasıl bir miras devralacağımızın da farkındayız. Ama Türkiye bu cenderenin dışına çıkmak zorunda. Türkiye yeniden şahlanmak zorunda ve bir değişime imza atmak zorunda. İmzayı sandıkta atacağız. Sandığa gideceğiz, oylarımızı kullanacağız ve gençler Türkiye’nin kaderini değiştirecek. Gençler, o nedenle bütün umudum sizde, bu ülkenin geleceği de sizde. Unutmayın Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu ülkeyi gençlere emanet etmiştir” dedi.
Emeklilerin durumunu da bildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Emekli dediğimiz kişi çalışan, üreten, alın teri döken, Türkiye’nin kalkınmasına katkıda bulunan, primini ödeyen, yeri zamanı gelince de emekli olan kişidir. Emekli olan kişi bütün bu alın terinin karşılığı olarak emekli aylığını alır ama aldığı emekli aylığıyla geçinemiyorsa, ciddi bir sorun yaşıyorsa, o zaman Türkiye’nin yönetiminde bir sorun var demektir. Bunun mutlaka çözülmesi lazım. Emeklilere 2015 yılından beri Ramazan ve Kurban Bayramı’nda asgari ücret kadar ikramiye verilsin diye defalarca söyledim. Önce dediler ’para yok’, sonra baktılar ki ’bu Kılıçdaroğlu’nun dilinden kurtulamayacağız, bari 1000’er lira ikramiye verelim’ dediler. Şimdi seçim geldi biraz daha yükselttiler. Ama dediğim olmadı. Asgari ücret kadar vereceksiniz dedim. Önümüzde seçimlerden sonra Ramazan Bayramı var. Gideceksiniz bankada Bay Kemal’in yatırdığı 15 bin lirayı göreceksiniz, ananızın ak sütü kadar helal olsun o para size. Şimdi bunu söyleyince; ’Vay efendim parayı nereden bulacaksın?’ Sen 5’li çeteye çalışırsın, Bay Kemal vatandaşa çalışır. Sen uyuşturucu baronlarına çalışırsın, Bay Kemal vatandaşa, emekliye, işçiye, memura, onlara çalışır, yani halka çalışır. Sen yandaşların için çalışırsın, Bay Kemal yandaş için değil vatandaş için çalışır. Memlekette para var aslında, dünyanın parası var, imkanımız var. Ama birilerine peşkeş çekerseniz, birilerine verirseniz, 5’li çetelere verirseniz, avro ile dolar ile oturup kalkarsanız, Türk Lirası’nı yerlerde süründürürseniz, bir de milliyetçi diye ahkam kesmeye kalkarsanız, kusura bakmayın söyleyecek çok sözümüz var. Türkiye’yi bu hale getirdiler, Türkiye’yi bu halden kurtarmamız lazım. Türkiye’yi yeniden aydınlığa çıkarmamız lazım. Bunun için de kadınlar, size de güveniyorum, size de inanıyorum çünkü evde en büyük sıkıntıyı yaşayan sizlersiniz. Mutfağın bir numaralı sorumlususunuz. Dışarıda çalışırsınız, yeri gelir evde çalışırsınız, sizin sosyal güvenliğiniz yok ama bu kardeşinizin sözü var herkes en az asgari ücret kadar, her evin en az asgari ücret kadar bir aylığı olacak. Para kadının banka hesabına yatacak.”
’TERÖR ÖRGÜTLERİYLE KUCAK KUCAĞA OLANLARIN ALLAH BİN BELASINI VERSİN’
Kendilerine milliyetçilik dersi vermeye kalkındığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
”Bir şey daha. Ondan sonra sözlerimi bitireyim. Bize arada bir milliyetçilik dersi vermeye kalkıyorlar. Yok şu terör örgütü, yok bu terör örgütü, yok şu yok bu. Açık ve net söylüyorum; Tekirdağ’dan söylüyorum Mısır’daki sağır sultan da duysun; terör bir insanlık suçudur ve kimden gelirse gelsin teröre karşıyız, teröre lanet olsun. Terör örgütleriyle kucak kucağa olanların da Allah bin belasını versin. Gideceksin mektubunu getireceksin, okutacaksın bana da oturacaksın, milliyetçilik dersi vereceksin, sen kim, milliyetçilik kim. Bakın şu 6 okumuzdan birisi milliyetçiliktir. Allah aşkına bana söyler misin? Bu can bu bedende kaldıkça papazı size vermem diyen kimdi? Sıkıyı görünce papazı teslim eden kimdi? Türkiye’nin onurunu ayaklar altına alan kimdi? Şimdi kalkmış bana milliyetçilik dersi veriyor. Sen kim, milliyetçilik kim. Bizim parti adına gidiyorlar gençlik kollarına o gencecik fidan gibi evlatlarımıza alıyorlar diyorlar ki sen sahte bir CHP broşürü bastır, ’biz gelince teröristleri affedeceğiz’ de. Matbaada bastırıyorlar. Canan başkan da şahin gibi hemen buluyor. Canan Kaftancıoğlu İstanbul İl Başkanı Şahin gibi gidiyor hemen buluyor. Adamı yakalıyor. Matbaayı buluyor. Kim yaptı bunu diyor. Savcılığa verdik. Dolayısıyla eğer mücadele edecekseniz, yiğit adamlarsanız, kendinize güveniyorsanız çıkacaksınız karşıma. Beraber hesaplaşacağız millet görecek. Kim vatansever, kim başka birisi. Görecek bunu. Ayrıca bir şey daha. Suriye’de, Rusya havadan vurdu 34 askerimiz şehit edildi. Vuran Rusya, şehit olan bizim askerimiz, bakıyorsun bu ülkenin cumhurbaşkanı koşa koşa Putin’in ayağına gitti. Yahu niye gidiyorsun. Şehit olan senin askerin, vuran onlar. Koşa koşa gitti. Putin aldı bunu kapının önünde bekletti. Kronometreyi açtı. Kaç dakika orada ayakta tuttuğunu yazdı, çizdi, dünyaya gösterdi. Ondan sonra içeriye aldı, ’oturabilirsin’ dedi. Bu mudur Türkiye’nin itibarı? Bu mudur milliyetçilik? Bu mudur vatana saygı? Bay Kemal bu tür şeylere asla izin vermez. Bizim iki kırmızı çizgimiz var. Bayrağımız ve vatanımız, iki kırmızı çizgimiz.”
MANSUR YAVAŞ: HAKARET VE İFTİRA ATIYORLAR
CHP lideri Kılıçdaroğlu’dan önce konuşan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, seçim sürecinde rakiplerinin iftiralar attığını belirterek, ”Bir seçime gidiyoruz ama artık bizde alışkanlık yaptı, seçime değil sanki savaşa gidiyoruz. Çünkü rakiplerimiz inanılmaz bir şekilde nefret tohumları saçarak, iftiralar atarak bir seçime giriyor. Ben isterdim ki; iktidar yaptıklarıyla ortaya çıksın, yapamadıklarını anlatsın ve yapacaklarını anlatsın. Ama öyle anlaşılıyor ki; 21 yıldan sonra artık söyleyecek sözü olmayanlar ancak hakaret ve iftira atıyorlar” dedi.
İktidar kanadından yapılan eleştirilere cevap veren Munsur Yavaş, şunları söyledi:
YAVAŞ: BUNUN ADI NEFRET SİYASETİ, KORKU SİYASETİ
”Bunlar İHA’ları, SİHA’ları alır hangara sokar’ dediğini ifade ederek, ”Ben de çok affedersiniz ama; ’Ne yediniz, ne içtiniz sabah sabah?’ diye sordum. Bir diğeri, en son başbakanımız ki ben kendisine hiç yakıştıramadım; ’Bu işgal kuvvetleriyle, istiklal kuvvetlerinin mücadelesidir’ demiş. Herhalde bizi gavur sanıyor. Ben şimdi ona şöyle cevap verebilirdim; ikide bir milli - gayri milli deyip duruyorlar ya; Venezuella’dan, Hollanda’dan bahsederdim ama Türkiye biliyor kimin milli, kimin gayri milli olduğunu. Adalet Bakanı demiş ki; ’Şampanyayla kutlayanları mı yoksa sabah şükür namaz kılanları mı seçeceksiniz?’ diye. Ankara’dan örnek vereceğim, aynısını bize de yaptılar. Biz, o işgal altındaki belediyeden Ankara’yı kurtardığımız için, Ankaralı bizi seçtiği için sabah şükür namazı kıldık, ’bismillah’ diyerek göreve başladık. Ama kendilerinin bazı gruplarının kadın kollarının geçen seçimi kazandıktan sonra yaptığı eğlenceleri de gördük. Bunların adı siyaset değil, bunun adı nefret siyaseti, korku siyaseti. Korku insana neler söyletiyor. O İHA’lar, SiHA’lar milletin malı, nasıl daha önce Roketsan’lar, Aselsan’lar, Havelsanlar, Tusaş’lar Türkiye için bir şeyler üretti, onları size devrettilerse, siz elinizde ürettiklerinizi ki, yaptığınız iyi şeylerin hepsinden Allah razı olsun diyoruz, onları getirip yeni hükümetin emrine vereceksiniz. Yeni hükümetin emrine vereceksiniz ki; Kandil o füzeleri yiyecek, bugün Suriye’de YPG’liler de, lazım olursa onlara o eğitimleri veren Amerikalılar da o füzeleri yiyecek. Ağzınızı açamıyorsunuz orada verilen eğitimlere. Ondan sonra millilik taslıyorsunuz. 3 defa terörist başını bırakmak için terörle mücadele kanununu meclise getirdiler. Teröristlerin, çete reisinin de bu itirafçılık yasasından faydalanması için. Onu da Cumhuriyet Halk Partisi’nin protestosuyla geri çekmek durumunda kaldılar. Şimdi de kalkmışlar ’Bunlar Apo’yu serbest bırakacak’. O bebek katili cezasını çekmeden, hiçbir şekilde çıkamayacak. Daha önce kaç defa İmralı’ya heyet gönderdiniz. Aynı görüşleri savunan bir başka partiyi yanınıza aldınız. Diyorlar ki; ’Biz onlarla ittifakta değiliz’. İttifakta değilsiniz de aynı resmi niye verdiniz? Madem utanıyorsunuz da bu milletin karşısına niye getirdiniz onları? Ben de diyorum ki; ben bu sözleri söyledim diye PKK’nın görüşleri belli, Türk bayrağı ile sorunları var, HÜDA-Par’ın da Türk bayrağı ile sorunları var, Türkiye bayrağı diyelim diyor, özerklik istiyor, federasyon istiyor hepsi, genel başkanları televizyona çıktı; ’Yemin edecek misiniz?’ deyince o şerefli Atatürk’ün meclisinde ’evet edeceğim’ demedi, ’bir bakacağız’ dedi. Ne işin var o zaman o mecliste? Kimle, kimin mücadele ettiğini görün” diye konuştu.
BABACAN: ÜLKEMİZİ, VATANIMIZI ÇOK SEVİYORUZ
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise Mansur Yavaş’ın ardından yaptığı konuşmada, Tekirdağ’da olduklarını ve Avurapa ile aralarında 200 kilometre olduğunu söyledi. Babacan, ”Onların yüzü gülüyor, Tekirdağlı hemşerilerimiz çile çekiyor. Biliyor musunuz? Biz ülkemizi, vatanımızı çok seviyoruz. Toprağımızı, insanımızı çok seviyoruz ama bu hak mıdır, reva mıdır bu eziyet ve sıkıntı? Nedir bu güzel insanlarımızın çektiği? Bir kilo soğan olmuş 30 lira, kıyma olmuş 300-400 lira, hak mıdır? Bunu söyleyince ne diyorlar? ’Bakmayın soğana’ diyorlar. Ama vatandaşımızın derdi bu. Kusura bakmasınlar biz bakmak zorundayız, biz vatandaşımızın sofrasına gözümüz gibi bakmak zorundayız” dedi. (DHA)
Mehmet YİRUN- Şafak TAŞOYAR- Abdullah YALÇIN/TEKİRDAĞ, (DHA)
Yorum Yazın