Çorlu Mühendislik Fakültesi ''sektör tümleşik eğitim modeli"ne geçti

Dekan Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, fakültede düzenlenen basın toplantısında, Çorlu Mühendislik Fakültesi'nin 1992 yılında Trakya Üniversitesine bağlı olarak kurulduğunu, 2006 yılında Namık Kemal Üniversitesine bağlanmasıyla hızlı bir büyüme gösterdiğini söyledi. 

Bugün 8 mühendislik bölümünde 106 öğretim elemanı ile 4 bin öğrenciye lisans eğitimi vermeye devam ettiklerini belirten Tecer, vizyonlarının dünya standartlarında, araştırmaya dayalı ve öğrenci odaklı bir eğitim sağlayan, uluslararası düzeyde sanayi ile bütünleşmiş, araştırma ve geliştirme çalışmaları yapan bir eğitim kurumu haline gelmek olduğunu ifade etti.

Bu amaçla bölgedeki iş dünyası temsilcileriyle ''sektör tümleşik eğitim modeli" iş birliği protokolü imzaladıklarını belirten Tecer, 'Öğrencilerimizin sektörle buluşmasının, sektörün ihtiyaçlarına göre kendini geliştirme fırsatı yakalamasının ve daha önemlisi mezuniyet sonrası istihdam imkanına kavuşmasını sağladık. Bölgemizdeki iş dünyası ve sanayicilerimizin de kendi iş yerlerindeki organizasyon ve üretim süreçlerini bilen nitelikli iş gücüne daha kolay ve daha kısa sürede ulaşmalarının yolunu açtık.'' dedi. 

Programın 4. sınıf öğrencilerinin son dönemlerini kapsadığını anlatan Tecer, şunları kaydetti:

''Sektör Birleşik Eğitim Modeli, 4. sınıftaki mühendislik öğrencilerimizin haftada 3 gün alanlarıyla ilgili bir işletmede, çift danışan gözetiminde bir proje konusunda çalışması olarak tanımlanabilir. Devlet üniversiteleri arasında bir ilk olarak 2011-2012 eğitim öğretim yılından itibaren tekstil mühendisliği bölümünde uygulamaya başlanan bu STE modeli artık 2018-2019 eğitim öğretim yılından itibaren tüm mühendislik bölümlerinde uygulanmaya başlanmıştır. Fakültemizin bu kararı, 2018 Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Klavuzunda 767 bilgi notuyla ilan edilmiştir.''

Toplantıda Çorlu ve etrafındaki çevre kirliliği ile ilgili soruları da yanıtlayan Tecer, şu değerlendirmelerde bulundu:

''Bölgemizdeki sanayi kuruluşları çevreyi kirletirken özellikle de yer altı sularını kontrolsüz bir şekilde tüketiyor. Eskiden çok yakın mesafede çıkan yer altı sularının şu an açılan kuyularda bin veya 2 bin metrelerde çıktığını görüyoruz. Bu da yer altı sularımızın ciddi bir şekilde bitme noktasına ulaştığını gösteriyor. Sanayiciler, arıtma tesisi inşa ederek atık sularını arıtarak yeniden kullanmaya başlamalı. Bu sisteme dönmedikleri sürece kısa sürede yer altı su kaynakları tükenecek ve bindikleri dalı kesmiş olacaklar.''