İstanbul’da bir okul servisi aracı şoförünün bonzaili yakalanması üzerine gözler yeniden servis araçlarına döndü. Aileler durumdan endişeli. Uzmanlar ise uyarıyor. Çocuğunuzu teslim ettiğiniz servis aracının bağlı olduğu kurumdan ilgili araç şoförünün “Madde ve alkol kullanmadığına dair yapılmış tarama test sonuçlarını isteyin” diyor.
İstanbul Ataşehir’deki kontrolde ayakta zor duran özel okul servisi sürücüsünün sentetik uyuşturucu bonzai ile ele geçirilmesinin ardından okul servis araç ve şoförleri yeniden tartışma konusu oldu. Okula servis ile giden milyonlarca çocuğun ailesi bu son olay ile yeniden endişe yaşamaya başladı.
Uzmanlar ise bu ve benzeri olayların önüne geçmenin mümkün olduğunu belirtiyor. Bunun Avrupa ülkelerinde olduğu gibi şoförlere yönelik ülkemizde de alkol ve madde tarama testlerinin rutin bir şekilde yapılması ile ancak mümkün olduğunu söyleyen Üsküdar Üniversitesi İleri Toksikoloji ve Klinik Farmakogenetik Laboratuvar Yöneticisi Ecz. Selma Özilhan, aileleri ve işverenleri uyardı. Özilhan şu değerlendirmelerde bulundu.
“Gerek okul servisleri ile gerek ise şehirlerarası yolculuklarda günlük milyonlarca kişinin transferi gerçekleştiriliyor. Canımızı bir anlamda aracı kullanan kişilere emanet ediyoruz. Dolayısıyla aracı kullanan kişinin sağlığı çok önemli. Bu kişilerin denetleniyor olması gerekiyor. Ataşehir’de yaşanan son olay çok üzücü. Bonzaiye ulaşım bugün çok kolay ve ucuz. Önlem almamız gerekiyor. Hem bu şoförleri çalıştıran kurumlar hem de ailelere görevler düşüyor. İşverenin kesinlikle bünyesinde çalıştırdığı şoförlere yönelik madde tarama testlerini rutin olarak yaptırıyor olmalı. Aileler de bu test sonuçlarını takip ediyor, çocuğunu bindirdiği servis şoförünün bu testleri yaptırıp yaptırmadığını, sonucu belgelemesini istemesi gerekiyor. Tarama testleri caydırıcı oluyor.”
Tarama testlerinin ülkemizde de Avrupa ülkelerinde olduğu gibi rutine oturtulması gerektiğini belirten Özilhan bir idrar örneği ile kişinin madde kullanımını tespit ettiklerini hatırlattı.
Üsküdar Üniversitesi ve NPİSTANBUL Beyin Hastanesi olarak bu testleri çok kısa sürede yaptıklarını belirten Özilhan, şu değerlendirmelerde bulundu:
Toksikoloji alanında Türkiye’nin ilk ISO 17025 akreditasyon belgesine sahip laboratuvarı:
Üsküdar Üniversitesi Klinik Farmakogenetik-İleri Toksikoloji Analiz Laboratuvarı, toksikolojide Türkiye’nin ilk ISO 17025 akreditasyon belgesine sahip olma özelliğini taşıyor. Akreditasyon bir laboratuvarın yaptığı çalışmalar sonunda elde ettiği sonuçların, raporların doğru olduğunu hata payı bulunmadığını kanıtlıyor. Özellikle Kokainde 20 dakikada idrar örneğinden madde analizi yapılabiliyor. Bir numunedeki 31 madde ayrıştırılabiliyor.
Laboratuvar olarak numune kabul kriterleri doğrultusunda doğrudan kişilerden de numune alıyoruz. Başvurular bireysel bazda (Anne, baba çocuğu için) olabildiği gibi bir işyeri personellerine yönelik bir kaygı yaşıyorsa toplu olarak da bu yönde bir başvuru yapabilir. Sadece kurum olarak numune kabul kriterlerimiz var.
Ayrıca hastane ve AMATEM’lerden de numune alabiliyoruz. Numuneler bize hastanelerden ya da AMATEM’lerden geliyor. Bu numuneler soğuk zincir altında geliyor. Bizde toksikoloji olarak 6 tane panel var. Bunlardan birincisi alkol, ikincisi amfetamin ve türevleri, üçüncüsü kokain, dördüncüsü esrar, beşincisi opiyatlar yani eroin morfin ve kodein, altıncısı da sentetik kannabinoitler halk arasında bonzai olarak isimlendirilen bir bileşim. Bunlara bakıyoruz. Şimdi, bize gelen laboratuvarda doktor diyor ki ‘Benim hastam sadece alkol kullanıyor sadece alkole bakın’ diyor. O zaman sadece alkole bakıp veriyoruz. Yani diğerlerine bakmıyoruz. Ama doktor diyor ki veya bize gelen talepte numune geldiğinde hepsine bakın diyor. Biz bunların hepsine bakıyoruz. Dolayısıyla istenilen şeye göre biz analizini yapıyoruz. Bize gelen numunede analizini yapıyoruz ve analizini bir rapor halinde bize talep eden kuruluşa sunuyoruz.”
Yorum Yazın