Türkiye’de gazeteci olmak, “Ateşten Gömlek” giymek haline gelmiştir. Gazetecilerin hapis cezası ve para cezası gölgesinde çalıştığı Türkiye, dünyada basın özgürlüğünde en kötü sicile sahip ülkeler arasına girmiştir. Basın, demokraside dördüncü güçtür. Medya, özgür olmadan Türkiye özgür olamaz!
Yerel medya desteklenmemekte, ilan gelirlerinden mahrum bırakılmaktadır. İktidara yakın medya kurumları her türlü ilan ve reklam gelirleri ile desteklenirken, eleştiri yapan yayın organları cezalandırılmaktadır.
Gerçekleri halkımızla buluşturan, özgür gazetecilik yapan yazılı ve görsel medya kurumları, büyük cezalar almaktadır. Eleştirel tek bir sese tahammül edilemezken, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) da iktidarın sopasına dönüştürülmüştür. RTÜK; gelinen tabloda düzenleyici ve denetleyici kamu otoritesi olma vasfını yitirmiştir.
Basın özgürlüğüne yönelik ağır baskılar sonucu yolsuzlukların tavan yaptığı, hukuk sisteminin çöktüğü, yargının araçsallaştırıldığı, eşitsizliklerin meşrulaştırıldığı; doğanın talan edildiği, sağlık sisteminin ve eğitimin çöktüğü bir düzende yaşıyoruz.
14 Mayıs 2023 tarihi bir seçimdir. 15 Mayıs’a gün sayarken, basının özgür olacağı günler yaklaşmıştır.
Baskı ve sansürün olmadığı, demokratik hukuk devletinin egemen olduğu bir Türkiye’nin yaklaştığı umuduyla 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutlarım.
Yorum Yazın