© Haber282 - 2020

Namık Kemal Üniversitesi’nde kaliteli elbise kumaşı için ’özel koyun sürüsü’ oluşturuldu

Namık Kemal Üniversitesi’nde kaliteli elbise kumaşı için ’özel koyun sürüsü’ oluşturuldu

Mehmet YİRUN- Şafak TAŞOYAR/TEKİRDAĞ, (DHA)- TEKİRDAĞ Namık Kemal Üniversitesi’nde (NKÜ) akademisyenler, kaliteli elbise kumaşı yünü üretmek için ’Karacabey Merinosu Başlangıç Sürüsü’ oluşturup, kaliteli yün üretmeye başladı. Çorlu Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rıza Atav, ”Mayıs ayında yaptığımız kırkımdan yünleri yıkattırdık. Arkasından üretimi iplik ve kumaşa dönüştürülmesi işlemleri gerçekleştirildi. Ve burada bunu yaparken Avustralya merinos yünüyle üretilen bir kumaşı referans aldık ve aynı kumaşı yerli Türk yünüyle üretmeyi hedefledik ve bunu başardık. Ve kalite anlamında bir takım elbise kumaşı için ideal bir kumaş olduğunu gördük” dedi. 
NKÜ Çorlu Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rıza Atav başkanlığında Ziraat Fakültesi Zootekni ve Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Sezen Arat, Prof. Dr. Pelin Gürkan Ünal, Prof. Dr. İhsan Soysal, Prof. Dr. Muhittin Özder ve Prof. Dr. Emel Özkan Ünal, ’Türkiye’de yerli-milli yapağı ile katma değeri yüksek kamgarn dokuma kumaş üretimi ve süper kaliteli yapağıya sahip örnek sürü oluşturulması’ projesi kapsamında çalışma başlattı. TÜBİTAK destekli projede, Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli’de çok sayıda koyun ve koçtan yün numunesi toplanıp, lif kalite özellikleri test edilerek, yapağı inceliği 24 mikronun altında olan hayvanlar belirlendi. Belirlenen 30 koyun ve 3 koç satın alınarak, NKÜ Ziraat Fakültesi Eğitim Araştırma ve Uygulama Çiftliği’ne getirilerek ‘Karacabey Merinosu Başlangıç Sürüsü’ oluşturuldu. Koyunlardan elde dilen yünler özel bir firma tarafından kumaşa dönüştürülmeye başlandı.
Çorlu Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rıza Atav, Türkiye’de ciddi bir koyun popülasyonu olduğunu belirterek, şunları söyledi:
”Ancak kaliteli bir kumaşa bunu dönüştürebilmek için yünde aranan bir incelik kriteri var ve bu özellikle 24 mikron ve altında 24,5 mikron ve altında bir inceliğe sahip olması gerekiyor. Bu anlamda bizim yerli ırklarımız 30-40 mikron bandında inceliğe sahipler. Ancak yaptığımız saha çalışmalarında Karacabey merinosunun 26-28 mikronluk inceliklere sahip olduğunu gördük. Bunu daha iyileştirip 24 mikronun altında ideal bir sürü yaratma fikri buradan doğdu yerli üretimi karşılayabilmek adına bunun için. Öncelikli olarak bir TAGEM destekli proje gerçekleştirdik. Saha çalışmalarında en iyi potansiyeli karaca merinosu ırkında görünce buna odaklandık ve TÜBİTAK’tan da bir destek alarak yeni projemiz kapsamında Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli illerini gezip çiftliklerden koyunların yünlerini analiz ederek bu kriteri sağlayan süper koyun damızlıkları bulduk. Bunların sahiplerini ikna edip, satın alıp üniversitenin çiftliğinde bir yapağı yönlü Karacabey merinosu başlangıç sürüsü oluşturduk. Şu anki mevcut türümüz tamamıyla incelik ortalaması 23 mikron olan ve katma değeri yüksek takım elbise kumaşı üretmeye elverişli bir sürüdür.”
’HEDEF YERLİ YÜN’
Türkiye’de yünün Avustralya’dan geldiğini bunu yerli tedarike çevirebilmek için çalışmaları hızlandırdıklarını ifade eden Prof. Dr. Atav, şöyle konuştu:
”Buradaki hedef aslında şu an ülkemizde ciddi bir tekstil sanayisi var ve yünlü kumaş üretimi de gerçekleştiriliyor. Bunun tedariki Avustralya menşeli yün Çin’de yıkanıp ülkemize geliyor ve 13-15 dolar kilogram fiyat aralığında. Biz bunu acaba yerli yün tedarikiyle nasıl gerçekleştiririz? Burada ilk basamağı aslında biz yapmış olduk. Şu an bir tane ideal sürümüz var. Buradan bu yıl yetiştirdiğimiz damızlıklar var. Bunları önümüzdeki dönemde sürüsünü yapağı yönlü geliştirmek isteyen çiftçiye temin ederek bunun yaygınlaştırılması ve aslında ülkemizde ihtiyaç duyulan yapağının yerli üretimle karşılanması. Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli civarında aslında biz İpsala’dan en doğusundan en kuzeyinin en güneyine bu Trakya coğrafyasındaki o olabildiğince geniş bir aralıkta çiftlikleri ziyaret ettik ve binlerce koyunu analiz ettik. Bunlar içerisinden süper kaliteli günleri bulduk ki 53 tane çıkmıştı. Bunların da incelik dışındaki diğer kriterleri, uzunluk mukavemet gibi özelliklerine de baktığımızda elimizde 30 anaç 3 tane de koç kaldı ve biz bunların hepsini satın alıp, bir başlangıç sürüsü oluşturduk. Hedefimiz bunu hem çoğaltmak hem de yaygınlaştırmak. Eğer bu şekilde yaygınlaştırılabilirse zaten Merinos ırkının et verimi de gayet iyi bir ırk. Hem etinden hem de yününden faydalanmak ve bu kaliteli kumaşı yerli ürün üretmek mümkün olabilecek.”
’TRAKYA’DAKİ ÇİFTLİKLER TEK TEK GEZİLDİ’
Prof. Dr. Rıza Atav, proje için en verimli yünü bulabilmek için Trakya’da tüm çiftliklerin gezildiğini ve koyunların tek tek yünlerinden numune alındığını belirterek, şöyle devam etti:
”Proje kapsamında gezdiğimiz çiftliklerden toplamda 11 farklı çiftlikten süper kaliteli yüne sahip koyunlar çıktı. Biz bunu üretmek ve çoğaltmak isteyen tüm çiftçilere aslında açığız. Buradaki çıkacak olan damızlıklar tabii sınırlı sayıda olmakla birlikte bunların özellikle koç temini sağlayarak sürülerin önümüzdeki yıllarda yapağı yönünü iyileştirilmesi ve böylelikle de gününde para etmesi, aslında temel hedef o. Çünkü şu an fiyatları çok düşük ülkemizde. Çünkü kaliteli bir yün üretimi söz konusu değil. Ama bunu eğer kaliteli hale getirebilirsek çok daha katma değeri yüksek bir ham madde yün. Aslında şöyle kesinlikle bu projemizin destekçisi yünü şu an Avustralya’dan temin ediyorlar ve ortalama 13-15 dolar kilogram bandında.  Bunu yerli üretimle karşılanması durumunda. Onlar da ham maddeyi daha ucuza temin etme gibi bir şansları olacak. Bu da özellikle uluslararası anlamda rekabet ürettikleri kumaşın satış fiyatı anlamında onları da güçlendirecek bir unsur olacak. Hem aynı zamanda da çiftçi de yünü para ettiği için o da kazanmış olacak. Aslında herkesin fayda sağlayabileceği bir nokta.”
’TÜRK YÜNÜYLE ÜRETMEYİ BAŞARDIK’
Koyunların çiftlikte 1 yıl boyunca bakım ve beslenmesinin gerçekleştirildiğini anlatan Prof. Dr. Atav, sözlerini şöyle tamamladı:
”Mayıs ayında yaptığımız kırkımdan yünleri yıkattırdık. Arkasından üretimi iplik ve kumaşa dönüştürülmesi işlemleri gerçekleştirildi. Bunu yaparken Avustralya merinos yünüyle üretilen bir kumaşı referans aldık ve aynı kumaşı yerli Türk yünüyle üretmeyi hedefledik ve bunu başardık. Kalite anlamında birtakım elbise kumaşı için ideal bir kumaş olduğunu gördük. Tabii ki de bu ıslah çalışmaları projemizin genetik boyutu da var. Genetik çalışmaları kısmı da var. Islah çalışmaları devam ettikçe yıldan yıla şu an ortalamamız 23 mikron ama 22-21 mikrona yıldan yıla daha da üstün kaliteli yün elde etmek mümkün olabilecek. Şu an baktığımızda bizim ırklarımızın Türkiye’deki koyun popülasyonunun yüzde 10’u merinos ırkı bunun bir kısmı Karacabey merinosu bir kısmı Anadolu merinosu, Konya merinosu. Eğer ülkemizdeki tüm merinosların ıslah çalışmaları, yün yapı kalitesi yönlü yapılırsa hem etinden hem de yapılışından faydalanacak şekilde yapılırsa aslında ülkemize ihtiyaç duyulan, yurt dışından ithal edilen yünü yerli üretimde karşılamak mümkün. Bu da önemli bir maliyet avantajı sağlayacaktır.” DHA)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER