GÖNÜL KÖPRÜSÜ KURUYORUZ
GÜNDEMErgene siyasetinin tanınmış simalarından Bora Küçükçetinle yaptığımız röportajda çalışmaları hakkında bilgi aldık. Yerel seçim öncesi en erken sahaya inen siyasetçi olarak halkın nabzını tuttuğunu anlattı. Kampanyası hakkında Haber282’ye özel açıklamalarda bulundu.
- Neden Ergeneyi dinliyorsunuz? Kampanyanız herkesin izlediği yoldan çok farklı. Nasıl dinliyorsunuz ve dinlediklerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Bir seçim bitirdik. Çok önemli bir seçimdi. Arkasından Türkiye’nin bazı sorunları var. Ciddi anlamda. Ekonomik boyutlu sorunlar. Merak ediyorum toplumun psikolojisini. İnsanların geçinme ile ilgili dertlerini. Pazarlar tam bu işin merkezi. Nabzı tutacağınız yer. Pazarda ev kadını da var, işçi kesimi geliyor, emekli geliyor. Gençleri görüyorum. Orada toplumun çok iyi bir kesitini yakalıyorum. Pazarda bir de alışveriş var. İnsanlar pazarlardan daha ekonomik alışveriş yaparlar. Yıllardır böyledir. Bilirsiniz.
Pazarda girene çıkana ilk sorum şuydu. Artık vazgeçtim sormuyorum. Nasıl pazarda fiyatlar diye soruyordum. Bir dokunuyorsunuz bin ah işitiyorsunuz. Gözlemliyorum. Öyle çok dolu dolu poşetlerle giden yok. Küçük bir iki tane minik poşet. İçinde üçer, beşer adet domates, biber ya küçük bir karpuz. İnsanların alım gücü yok. Poşetlere ne ödediniz dediğimde 400-500 liradan aşağı para ödediğini söyleyen yok. Paramız çok kıymetsiz. İşin bu boyutu benim için çok önemli. Devlet insanları mutlu etmek için var. Öncelikle huzurlu, mutlu, güvenli yaşatmak için var. Ancak şu sırada insanlarımız ciddi çıkmazda. Mevcut gelirleriyle geçinmekte çok zorlanıyorlar. Bunları dinledikçe beni de üzen ama görmek istediğim, tahlil etmek istediğim bir boyut.
İkincisi yerel seçimler yaklaşıyor. Seçimi bitirdik. Sonrasında bir zam fırtınası. Tamam. Ama bir de yaklaşan yerel seçim var. Ne kadar kaldı? Bugün itibariyle tam yedi buçuk ay var. 31 Martta yapılacak. Bir değişiklik olmazsa ki olacağını düşünmüyorum. Yerel seçime giderken insanımız Ergenenin mahalleleri, köyler de var ama mahalle statüsüne döndüler büyükşehir yasası ile. Fakat oralar hala gerçekte fiziki olarak köy. Oradaki insanlar hizmet alıyorlar mı? Belediye hizmet boyutunda onlara ne veriyor? Büyük mahalleler var Sağlık Mahallesi, Yeşiltepe, Cumhuriyet Mahallesi gibi buralarda da belediyenin hizmetlerini sorguluyorum. Yeterli mi, memnun musunuz gibi.
Bağımsız ve çok özgürüm
Tabii onlar da bana sorular soruyorlar. Tanıyan var. Özellikle bu büyük mahallelerde yüksek oranda tanınıyorum ancak köylerde bu oran düşüyor. Onlarda kimsin, bu araba niçin var soruları ile durumu anlamaya çalışıyorlar. Ben de anlatıyorum. Yerel seçimde aday olmak düşüncem var ama önce sizinle bunu konuşmak istiyorum size soracağım. Siz ne düşünüyorsunuz? Bu sefer şu soruyla karşılaşıyorum. Hangi partiden? Ben de şu an bir partinin üyesi olmadığımı söylüyorum. Ama bir parti mensubu olursam da bunu şu dönemde ifade etmem. Kullanmam. Çünkü çok erken. Fakat bağımsız ve çok özgürüm. Bunu söyleyebiliyorum.
Sonrasında insanlardan şunu duyuyorum. Partilerine ola tepkilerinden dolayı ağırlıklı söylüyorlar. Bağımsızsan, sana oy veririz. Bu dönemde partilerden bıktık. Partiler derdimize deva olmuyorlar. Partileri ile ilgili bir mesafe koyduklarını, gönül koyduklarını, uzak olduklarını görüyorum. Özetle sahada olmamın sebebi bu.
Bu arada aracımızda ikramlarımız oluyor. İkram bizim kültürümüzdür biliyorsunuz. İnsanlara pahalı hediyeler dağıtmıyorum zaten anlamı yok. Ayrıca dağıtabilecek bir bütçede yok. Ama bu sıcak havalarda soğuk bir limonata var. Çayımız, kahvemiz var. Çocuklara şeker ve minik çukulatalarımız var. Küçük masaları, sehpalarımızı indiriyoruz. Çok samimi bir ortam oluyor. Hatta fotoğraflara da yansıyor bu durum. Ve samimiyet çok hoşuma gidiyor. İnsanlar orada hakikaten siz onlara samimi yaklaştığınız için rahatlar. Seçimin çok çok öncesinde farklı bir yöntem ile yaklaşıldığı için sizi de ilgiyle, şaşkınlıkla izliyorlar. Çünkü herkes biliyorsunuz seçimlere iki ay kala, iki buçuk ay kala çıkar. Gider hızlı hızlı çok da samimi olmayan yaklaşımlar sergilenir. Ondan sonrada seçime, sandığa gidilir. Partilerdir şimdiye kadar gördüğümüz hep tercih sebebi. Oylar kullanılır, birisi kazanır. Halk yine unutulur. Bir de bunu duyuyoruz. Seçimden sonrada gel. Seçimden sonrada eğer kazanırsan yine gel diyorlar. Ben de aracım duracak ben yine çıkacağım. Belki belediye başkanlığı görevi olur. Tabii ki ilçeyi yönetmek de hizmet getirmekte, üretmekte önemli. Ama halkla iç içe olmak yakın olmak beni de mutlu ediyor.
Özetle sorunuzu böyle cevaplayabilirim.
- Duyduklarınızı genel konular ve yöresel olarak ayırmak mümkün mü? Örneklendirebilir misiniz?
Ergenede bizim büyük mahallelerimizde Sağlık Mahallesi, Yeşiltepe ve Cumhuriyet Mahallesinde aynı zamanda Velimeşe ve Ulaş buralarda göç de var. Anadolu insanımız var. Çünkü sanayi var. Bu arada biliyorsunuz; sanayi, tarım ve yaşam iç içe. Dağınık da bir alan. Bugüne kadar da birleştirilmesi adına bir şey yapılmadı. Göçün getirdiği insanımız da çok. Türkiye’nin nerede ise her vilayetinden insan var Ergenede. Onlarla da konuşuyoruz. Onların da çok sorunları var.
İç Anadolu, Karadeniz insanının daha çok buraya taşıdığı oy Ak Parti oyu. Onlarda bu ağır şartlarda duracağız, bakacağız diyor. Aslında çok farklı değil sorunlar. Doğudan, batıdan bizim burada yaşayan insanımızdan çok farklı değil sorunları. En öne çıkan sorun geçim. Yerelde de belediyenin çok fazla hizmet etmemesi. Bu iki konu üzerinde yoğunlaşıyor.
Onun dışında da güncelden, gündemden sohbet ediyoruz. Çalışmalarımız böyle devam ediyor. Yarın sabahtan Esenler mahallerimizin pazarında olacağız aracımızla. Öğleden sonra Kırkgöz pazarında olacağız. Oradan da Bakırçada kurulan bir pazar var. Bakırça ve Karamehmet arasında kurulan bir pazar var. Oraya geçmeyi düşünüyoruz. Bu üç pazara gittiğimizde Ergenede kurulan bütün pazarları ziyaret etmiş olacağız. Şimdiye kadar sayacak olursak. İki büyük mahalle Yeşiltepe ve Sağlık Mahallesi pazarlarına gittik. Sonrasında Misinli ve Vakıflar, geçen gün Marmaracık ve Velimeşeye gittik. Yarın da üç pazara gidersek 9 pazarı ziyaret etmiş oluyoruz. Bir de Pınarbaşında Pazar günü sabahtan kurulan bir pazar var. Toplamda on mahalledeki pazarları ziyaret ederek ilk pazar turumuzu tamamlamış olacağız.
Bu arada gittiğim yerlerde esnafı geziyorum. Kahvelere giriyorum. Oturun çay içelim diyen çok oluyor. Oturuyoruz. Çay içiyoruz.
- Dinlediğiniz konular içinde sorunlar varsa bunlar için çözüm önerileriniz oluyor mu?
Sorunları not alıyoruz. Öne çıkan sorunlar nedir, mahalle, mahalle, köy köy notumuzu alıyoruz. Tabii bizim bunlarla ilgili çözümlerimiz var ama yeni duyduğumuz sorunlar, şikayetlerle ilgili de arkadaşlarımız çalışıyorlar. Eğer bildiğimiz bir sorunsa hemen orada anlatıyoruz bu böyle çözülebilir gibi. Eğer yeni duyduğumuz bir problem ise de onu not alıp onunla ilgili çalışma bir proje üretmek yönünde arkadaşlarımız çalışıyorlar.
Ergenenin bütünleşmesi lazım
Esasen Ergenenin öne çıkan sorunları belli. Bir bütünleşme olması lazım. İlçe ama nereden girdiniz, nereden çıktınız, neresi burası, nasıl bağlanmalı birbirine bu bütünlüğü yakalamak lazım. Önce bir ilçenin tespit edilmesi lazım. İlçenin çehresi, sınırları, bağlantıları yapılması lazım ondan sonra da lokal sorunlar çözülebilir.
Güzel tepkiler alıyoruz. Güzel iletişim kuruyoruz. Benim rahatlığımda şu; ben mizaç olarak her kesimle diyolog kurabilen bir insanım. Barışık bir insanım. Soldayım ya da sağ taraf seçmenine yakınım gibi değil de herkesle oturup konuşabiliyorum. Karşılık gören bir insanım. Bu benim için çok büyük bir artı. Ak Parti seçmen ile de oturup konuşabiliyorum. CHP veya diğer partilerin seçmenleri ile de gayet iyi iletişim kurabiliyorum. Bu yüzden bu kadar rahat gezebiliyorum. Sahaya yabancı olsam, kendimi eksik hissetsem inanın ki çok zor. Araca biniyorsunuz, motivasyonunuz düşük gideceksiniz pazarda çalışacaksınız, esnafa girip çıkacaksınız. Zaten bu iş gönüllü olmayı gerektiriyor. Ve biraz da bilinir olmak, her kesime yakın olabilmek, herkesle konuşabilmek bu özellikler öne çıkıyor.
- Hiç olumsuz tepki görmediniz mi vatandaştan? Hep hoş mu karşılandınız?
Geçen hafta Misinlide kahvede bir CHP’li seçmen biraz tepki gösterdi. Biz onu da dinledik. Düşüncemiz şu; demokratik sınırlar içinde eleştiriye açığız. Tek bir kere böyle bir şey oldu. Olduysa da oldu derim. Ancak %99 olumlu tepkiler alıyorum.
Yaptığımız iş gönül köprüsü kurmak
Yaptığımız gönül köprüsü kurmak oluyor. Yarınlar bizi nereye evirir, nasıl yönlendirir daha konuşmak erken. Yılsonuna kadar çalışmaları devam ettireceğim. Programlarımız şimdi yapılıyor. İlk tur pazarlar bitiyor. Sonrasında esnaf ziyaretleri ve ev toplantıları var. Gittiğimiz yerlerde ekibimizden kadın arkadaşlarımız oralardaki kadınlarla iletişime geçiyor. Mesela Misinlide, Yulaflıda ev toplantıları yapacağız. Bunların da programları hazırlanıyor. Kahvelere zaten daima uğruyoruz. Ev kadınlarına ulaşacağız. Gençlerle buluşuyoruz iletişim ofisimde. Vakıflarda bir evde büyüklerimizle bir araya geldik. Onları dinledim. İnsan kendini kaptırıyor. Akıyor, gidiyor. Hızla geçiyor.
- Sizin de çalışmalardan mutlu olduğunuzu anlıyoruz.
Ben mutluyum. Bu yüzüme de yansıyor. Seviyorum bu işi. Sonucu ne olur? Belki aday olurum belki olmam. Sonuçta benim tek bir derdim var. Bireysel menfaat asla değil. Ergenede yaşayan biri olarak buranın insanı daha iyi şartlarda yaşasın. Daha iyi hizmet alsın. Bunu her manada söylüyorum. Hem Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşları olarak ülke bazında insanlar refah içinde olsun, huzurlu olsun isterim. Yerelde de benim ilçemde de güzel bir belediye yönetimi var. Hizmetler güzel. Birçok boyutuyla da bize iyi hizmet ediyor, memnunuz dedirtmek amacımız. Bugüne kadarki birikimlerimle bunu yapabilirim kendime güveniyorum diyerek sözlerini tamamladı.
Haber / Handan Var
İlginizi Çekebilir