© Haber282 - 2020

CUMHURİYETİMİZİN 100.YILINDA, KIZILAY 155. YILINI KUTLUYOR

29 Ekim – 4 Kasım arasındaki Kızılay Haftası nedeniyle Çorlu Kızılay Şubesi Başkanı Alican Yılmaz ile görüştük. Hafta süresince yapılan etkinlikleri, gerçekleşen projeler ile planladıklarını konuştuk. Haber282’ye özel açıklamaları oldu.

Başkan Alican Yılmaz Kızılay haftası ile ilgili etkinliklerini şöyle özetledi; “Kızılay Haftası 29 Ekimde başlıyor, 4 Kasımda bitiyor. Kızılay haftasında her sene olduğu gibi bu yıl da ana okul, ilkokul ve ortaokuldaki öğrencilerimize Kızılay’ın tarihini, ne iş yaptığını, ne tür faaliyetlerde bulunduğunu anlatmak için okullarımızı ziyaret ettik. Onlara çeşitli hediyeler götürdük. Kızılay’ın oluşturduğu bir sunum var. Bu sunumu öğrencilerimize izlettirdik. Çizgi filmlerimiz var. Onları gösterdik. Kızılay’ın ne olduğu konusunda bilinçlendirme çalışmaları yaptık. Tarihini anlattık. Onların da bir Kızılaycı olduğunu anlattık. Yoğun bir şekilde çalışmalarımız halen daha devam ediyor” dedi.

Başkan Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü; “Cumhuriyetimizin 100. Yılında bizim de 155. Kuruluş yılımız. Cumhuriyetin 100. Yılında bu tabii daha büyük bir onur. Biliyorsunuz Kızılay’a ismini verende Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Bu konuda çok hoşumuza giden şu oldu; gittiğimiz okullarda anaokulu olsun, ilköğretim olsun Kızılay’a ismini kim verdi diye sorduğumuzda hepsi Atatürk ismini söylüyor. Bu da bizi onurlandırıyor.

Faaliyetlerimiz tabii ki devam ediyor. Kızılay sadece depremlerde, afetlerde ya da olağanüstü bir durumda değil normal hayata da sosyal yardımları devam ediyor. Sosyal yardım içinde tabii ağırlıklı olarak Ramazan ve Kurban Bayramlarında daha yoğun çalışıyoruz. Özellikle Ramazan ayında erzak kolisi topluyoruz. Ve bunları vatandaşlara ulaştırıyoruz. Kurban Bayramında ise vatandaşların bize bağışladığı kurban etlerini ilerleyen zamanlar için kurbandan sonraki süreçte biliyorsunuz konserve yapılıyor bizim kurban etlerimizin tamamı. Genellikle sıcak et olarak dağıtmıyoruz. Konserve yapmamızın da sebebi şu; sadece bir hafta ya da on beş gün değil yıl boyunca ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın et yiyebilmeleri için birer kiloluk konserve haline getiriyor Kızılay. Biz de bunları aydan aya, peyder pey iki ayda bir, üç ayda bir geldikçe vatandaşlarımıza dağıtıyoruz. Böylece belli sürelerde de olsa evlerine et girmiş oluyor.

Bunun yanında mesela bulunduğumuz mekan “Gönüllü Merkezi”. Gönüllü gençlerimiz var. Gönüllü kadınlarımız var. Onlar da buralarda faaliyetlerini devam ettiriyorlar. Örneğin geçen sene yaptığımız gibi bu sene de devam edecek bir “Eğitim Atölyesi” var. LGS’ye hazırlanan öğrencilere yardımcı olduk. Ders çalışmalarına yardımcı olduk. Zorlandıkları dersler oluyor. Onlara da burada arkadaşlarımız yardım etti. Bu sene de böyle bir faaliyetimiz olacak.

Ayrıca yaptığımız faaliyetlerden “kan almamız” devam ediyor. Gerçi pandemiden sonra kan vermeler biraz azaldı ama şu anda yine normal seyrine geldi gibi. Sağ olsun bağışçılarımız kan konusunda da bizi yalnız bırakmıyor.

Başkan Alican Yılmaz Filistin konusuna da değindi ve şunları söyledi; Filistin konusuna gelince bizim orada Kızılay olarak bir aş evimiz var. Kızılay oraya AFAD aracılığı ile yardımları götürüyor. Biliyorsunuz Cumartesi, Pazar günü de burada hemen Atatürk meydanında bütün STKların, Milli Eğitimin ve Diyanet Başkanlığının yaptığı bir kermes organizasyonu vardı. Biz de oraya katkıda bulunduk. Ne kadar para toplandığını bilmiyorum ama iyi bir yardım miktarı toplandığına eminim. Bu da Gazze’deki kardeşlerimize yardım olarak gönderilecek. Bizim de Kızılay olarak bölgede yardımlarımız devam ediyor. AFAD aracılığı ile bölgedeyiz. Aşevimiz var. Ve gıda ile tıbbi yardımda bulunuyoruz.

Biz sadece sosyal yardım ya da deprem gibi konularda değil mesela İlk Yardım eğitimlerimiz var. Bizim bulunduğumuz merkezin altında da İlk Yardım Merkezimiz var. Bu konuda çok önemli bizim için. Genellikle fabrikalar olsun, diğer kurumlar olsun buralarda verdiğimiz seminerlerde ilk yardım eğitimi veriyoruz. Bizimde amacımız, hatta Kızılay’ın genel amacı şu; her evde en azından bir ilk yardım bilen bir kişi olması. Çok önemli çünkü ilk yardım hayat kurtarıyor. Son depremde de bunun çok büyük örneklerini gördük. Bir deprem anında bir afet durumunda orada belki ilk müdahaleyi yapıp da insanın hayatını kurtarabilir bu arkadaşlarımız. Bu yüzden biz burada seminer vermeye ilk yardım eğitimi vermeye devam ediyoruz. Biliyorsunuz iktisadi bir işletme Kızılay ilk yardım eğitimi için talepte bulunuluyor. Onun karşılığında arkadaşlar bunları değerlendiriyor. Onlara bir gün belirliyor. Tarih veriyor. Bunun yanında okullar var. Okullara gidip seminer veriyoruz. Ama ilk yardım eğitimi olması için aynı ehliyet sınavı gibi Sağlık Bakanlığının bir sınavı var. Yazılı ve uygulama sınavı var. Bunları geçince Sağlık Bakanlığı kişiye üç yıllık bir sertifika veriyor. Buna dayanılarak ilk yardım yapılabiliyor.

Kan konusuna gelince; Kızılay kan satıyor konusu bir şehir efsanesi olarak dilden dile zaman zaman dolaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde Sağlık Bakanlığının belirlediği bir kanun var. Burada der ki; kan ve kan ürünlerinden herhangi bir şekilde vatandaşlardan bir ücret talep edilmiyor. Beni de bu konuda çok arayan oluyor. “Şu hastanede bir işlem gördük eşime kan lazım oldu. Bizden şu kadar ekstra bir ücret talep edildi” diyorlar mesela. Ben de diyorum ki, eğer sizden ekstra bir ücret istedilerse bunun karşılığında size bir fatura vermek zorundalar. Eğer bu faturayı alabiliyorsanız sağlık kuruluşundan ben iddia ediyorum. Faturayı bana getirin ben de on katını size öderim. Yine bu konuda devletin çok büyük yaptırımı da var. Sağlık Bakanlığı ve devlet tarafından bu konu güvence altındadır. Bunun parasını SGK ödüyor. Bunun parasını devlet ödüyor. Hiçbir şekilde vatandaştan para talep edilemez. Eğer böyle bir durumla karşılaşılırsa Bakanlığın 182 nolu ihbar hattı var. Arayın ve ihbarda bulunun.

Sonuçta şunu hatırlatmak isterim. Bizim burada Kızılay olarak faaliyetlerimiz devam ediyor. En son kan konuştuk yine bu konudan devam edeyim. Her ne kadar bizim kan stoklarımız yeterince var desek de. “Kan acil değil sürekli bir ihtiyaç”. Çünkü bugün Türkiye’de günlük olarak 9.000 ünite kana ihtiyaç var. Bu kadar kan bulmak zorundayız. Kan yapay olarak elde edilemiyor. Tek kaynağı insan. Bu yüzden vatandaşlarımızı biraz daha duyarlı olmaya davet ediyorum. Kan bağışında bulunun. İnanın ki zaten kan bağışında bulunduktan sonra güzel takibi de yapılıyor. Kan gidiyor. Merkezlerimizde incelendikten sonra vatandaşlarımıza dağıtılmak üzere yola çıkıyor. Hastanelerde vatandaşlara ulaştığında size bilgilendirme de geliyor. Bir ünite kan 3 bölüme ayrılıyor. Ve üç cana umut oluyor. Bu yüzden vatandaşlarımızı kan vermeye davet ediyorum. Bundan on beş gün önce bu konuda bir madalya törenimiz de oldu. Bir kahvaltı düzenledik sağ olsunlar mülki amirlerimiz de katıldı. Örneğin on taneye bronz, 25 taneye gümüş madalya 35 ve üzeri olana altın ve plaket veriyoruz. Yaklaşık 90 kişi bağışçımıza madalyalarını verdik. Oldukça yoğun talep oldu. Biz bunu her sene 11 Haziranda kuruluş yıldönümümüzde tekrarlıyoruz. Özendirme oluyor. Onlara çok minnettarız.

Bunun yanında Kızılay haftamız halen devam ediyor. Haftamız sadece öyle bir hafta değil. Genellikle 29 Ekimde başlıyoruz yaklaşık bir on beş yirmi gün devam ediyoruz faaliyetlerimize. Okulları ziyaret ediyoruz. Bir de bu sene 29 Ekim Cumhuriyetimizin 100. Yılı buna denk gelmiş oldu. Programlar da var. Cumhuriyet bayramını daha coşkulu kutladık. Önce cumhuriyetimizi kutladık ondan sonra biz Kızılay Haftamızın etkinliklerine devam ediyoruz” dedi.

Haber / Handan Var

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER