Osmanlı’nın çiçek aşısını uyguladığı şifahane ilgi görüyor
EDİRNEOsmanlı’nın çiçek aşısını uyguladığı şifahane ilgi görüyor
AVRUPA’da 17’nci yüz yılda çok sayıda kişinin ölümüne neden olan çiçek hastalığının önüne, Edirne Sarayı içinde bulunan ve günümüzde müze olarak kullanılan UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ndeki 2’nci Beyazid Külliye’si şifahanesinde uygulanan ’Türk usulü çiçek aşısı’ ile geçildi. Trakya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Erhan Tabakoğlu, Osmanlı topraklarında çiçek hastalığı salgınının sorun olmadığını belirterek, ”Şimdi 2.5 yıldır bir korona salgını ile karşı karşıyayız. Pek az ülke bu konuda aşı geliştirdi. Türkiye’de gurur duyuyoruz, Turkovac ile aşısını geliştiren ülkeler arasında kaldı. En büyük silahımız aşılardır. Çiçek hastalığından korunduğumuz gibi, dünyadan uzaklaştırdığımız gibi bu hastalıktan da aşılar sayesinde yakında kurtulacağız” dedi.
Avrupa’da 17’nci yüz yılda çok sayıda kişinin ölümüne neden olan çiçek hastalığının önüne Edirne Sarayı içinde bulunan ve şu an müze olarak kullanılan, UNESCO Dünya Kültür Mirası geçici listesindeki 2’nci Beyazid Külliye’si şifahanede yapılan ’Türk usulü çiçek aşısı’ ile geçildi. Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, İngiltere Büyükelçisi eşinin 17’inci yüzyılın başında Edirne’de kaldığı sırada aşıyı, Londra’ya götürdüğünü oradan da Avrupa’ya yayıldığı belirtti. Son dönemde acil kullanım izni alan Turkovac aşısına dikkat çeken Tabakoğlu, çiçek aşısının uygulandığı müzeye dönüştürülen şifahaneye vatandaşların yoğun ilgi gösterdiğini söyledi.
’BİZ HASTALIKTAN KIRILIRKEN, TÜRKLER HASTALIĞI YENMİŞLER’
Avrupa’da yaşanan çiçek hastalığı salgının önüne Türk usulü çiçek aşısıyla geçildiğine belirten Prof.Dr. Tabakoğlu, ”İnsanlık tarihi boyunca salgın hastalıklar insanları hep etkilemiş, bunlardan en çok bilineni ise çiçek hastalığı. Çiçek hastalıkları ile ilgili Edirne’de, şifahanedeyiz. Bu bölgenin tarihte yaşadığı bir olay var, Türk usulü çiçek aşısı. Yaşlı hanımlar çocukları kollarını çizerek yapıyorlar. Burada büyükelçi olarak bulunan bir İngiliz büyük elçinin hanımı olan eşi Mary Monteque bunu fark ediyor ve çiçek aşısı olduğunu öğreniyor. Güzelce gözlüyor. Çocuklara uygulandıktan sonra 8 gün geçtikten sonra hafif bir ateş geçirdiklerini, küçük döküntülerle tamamen iyileştiklerini ölüm olayı olmadığını fark ediyor ve hemen oğluna uyguluyor ve 1 Nisan 1717’de bir mektup yazıyor ve diyor ki, ’Tük usulü bir çiçek aşısı var ben bir vatan sever olarak bunu İngiltere’ye getirmek istiyorum, biz hastalıklardan kırılırken ölümler yaşarken Türkler burada bu hastalığı yenmişler’ diye bildiriyor. Sonra gerçekten ülkesine döndükten sonra tamda o sırada İngiltere’de bir çiçek hastalığı baş gösteriyor, ölümler oluyor, küçük oğlu var gönüllü olarak bu sefer Türk usulü çiçek aşısını ona uyguluyor. Ve diyor ki, ’Bunu mutlaka uygulamalıyız’. İngiliz hükümeti de bunu ciddiye alıyor ve 6 tane idam mahkumu üzerinde bu aşıyı uyguluyorlar. Bu mahkumlarda bir şey olmadığını görülünce bu sefer saray ahalisine çiçek aşısı uygulanıyor ve başarısı gösterilince bütün İngiltere’ye uygulanılıyor” dedi.
’AVRUPA’DA SALGININ ÖNÜNE TÜRK USULÜ ÇİÇEK AŞISI İLE GEÇİLDİ’
Osmanlı topraklarında çiçek hastalığı salgınının sorun olmadığını söyleyen Tabakoğlu, ”Osmanlı topraklarında çiçek hastalığı salgını bir sorun değildi. Çünkü çocukları aşılanıyordu. Ama bilinmeyen topraklarda, Avrupa’da İngiltere’de, büyük ölümlerle seyreden salgınlar yapıyordu. İşte burada gören Mary Monteque hanımefendi İngiltere’ye aşıyı götürünce, Türk usulü aşılanma çalışmaları ile pek çok kişi belki hayatını kurtardı. O dönemde Avrupa çiçek hastalığının çaresini bulamamıştı. Ama Türk topraklarında bu aşı biliniyor ve uygulanıyordu. Avrupa’da salgının önüne Türk usulü çiçek aşısıyla geçtiklerini söyleyebiliriz” diye konuştu.
’TÜRKİYE İLE GURUR DUYUYORUZ’
Yaşanan olayın müzede bir odada canlandırıldığını söyleyen Rektör Tabakoğlu, Türkiye’nin aşı geliştirmesiyle gurur duyduklarını belirtti. Tabakoğlu, ”Eski zamanlarda da salgın hastalıklar vardı ve bunlar öldürüldü. Aslında bunların en iyi tedavi yollarının da aşılar olduğunu söylemek lazım. Şimdi iki 2.5 yıldır bir korona salgını ile karşı karşıyayız. Pek az ülke bu konuda aşı geliştirdi. Türkiye’de gurur duyuyoruz, Turkovac ile aşısını geliştiren ülkeler arasında kaldı. En büyük silahımız aşılardır buradan bütün vatandaşlarımızı gönülden rahat bir şekilde aşı olmaya davet ediyorum. Çiçek hastalığından korunduğumuz gibi, dünyadan uzaklaştırdığımız gibi bu hastalıktan da inşallah bu hastalıktan da aşılar sayesinde yakında kurtulacağız” diye konuştu.
İlginizi Çekebilir