© Haber282 - 2020

Erdoğan: Biz bu CHP’ye, PKK’ya ülkemizi, vatanımızı böldürtmeyiz

Erdoğan: Biz bu CHP’ye, PKK’ya ülkemizi, vatanımızı böldürtmeyiz

Ali Can ZERAY-Olgay GÜLER-Uğur AKAGÜNDÜZ/KIRKLARELİ, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, ”Sizler kardeşliğinize böyle sarıldığınız müddetçe bizi kimse bölemez, ayıramaz biz bu CHP’ye, PKK’ya, İP’e bunlara ülkemizi, vatanımızı böldürtmeyeceğiz. Nice badirenin, nice engelin üstesinden biz zaten böylece geldik. Bunlara fırsat vermedik. Nice saldırıyı, nice ihaneti işte böyle savuşturduk. İnşallah 14 Mayıs’ta da yine aynısını başaracağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip, seçim çalışmalarını bugün Trakya’da sürdürdü. İlk mitingine Kırklareli’de Cumhuriyet Meydanı’nda katılan Erdoğan, konuşmasına ‘Bugün Kırklareli bir başka’ diyerek başladı. Erdoğan, ”Sevgili Kırklarelili kardeşlerim. Başımızın tacı, kıymetli hanımefendiler, geleceğimizin teminatı sevgili gençler, değerli kardeşlerim, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Trakya’daki uç beyimiz sarsılmaz kalemiz Kırklareli’ni tüm ilçeleri ve köylerini hasretle selamlıyorum. Kırklareli’ni gerçekten çok özlemişiz, Kırklarelili kardeşlerimizi de çok özlemişiz.  Bugün bizi bağrınıza bastınız. Bize yalnız olmadığımızı hissettirdiniz. Şu sevdanızla, aşkınızla bize cesaret verdiniz. Dayanışmanız, muhabbetiniz için her birinize teşekkür ediyorum. Kırklareli bizlerle olduğu müddetçe, Allah’ın izniyle bu ülkenin sırtı yere gelmez. Benim Kırklarelili kardeşlerim iradelerine böyle sahip çıktığı sürece, dergi kapaklarından millete parmak sallayanların tehditleri sökmez. Sizler kardeşliğinize böyle sarıldığı müddetçe bizi kimse bölemez, ayıramaz. Bu CHP’ye, PKK’ya, İP’e, bunlara, ülkemizi, vatanımızı böldürtmeyeceğiz. Nice badirenin, nice engelin üstesinden biz böyle geldik ve bunlara fırsat vermedik. Nice saldırıyı, nice ihaneti işte böyle savuşturduk. İnşallah 14 Mayıs’ta da yine aynısını başaracağız. Buna hazır mıyız? Birliğimize, beraberliğimize, sıkı sıkıya sahip çıkacağız. Bizi Alevi, Sünni, Türk, Kürt, Roman diyerek ayırmak isteyenlere, bizi hayat tarzı korkuları üzerinden bölmeye çalışanlara müsaade etmeyeceğiz. Roman kardeşlerime ayrımcılık yapmak isteyenlere de asla fırsat vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
’DİYARBAKIR’DA 51 KÜRT KARDEŞİMİZİ BUNLAR ÖLDÜRDÜLER’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocukluk yıllarını beraber geçirdiği Roman kardeşlerini selamladığını belirterek, ”85 milyonun tamamı arasındaki komşuluk hukukun, kardeşlik hakkının, vatandaşlık bağlarının zedelenmesine rıza göstermeyeceğiz. Türkiye yüzyılını sizlerle birlikte omuz omuza inşa edeceğiz. Büyük ve güçlü Türkiye’nin kapılarını sizlerle aralayacağız. Ne diyorlar? Öcalan’ın cezaevinin kapısını kıracaklarmış. Ne diyorlar? Selo’yu cezaevinden çıkaracaklarmış. Bu Selo ne yaptı? Diyarbarkır’da bizim Kürt kardeşlerimizi, 51 tane bunlar öldürdüler. Bunun için şu anda cezaevinde, nerede? Edirne’de. Biraz sonra Edirne’ye gidiyorum, oradan da sesleneceğim. Bunun için 14 Mayıs çok önemli. Pazar günü sandıklara gidecek ve inşallah oyumuzu kullanacağız ama bundan önce hep beraber çok daha önemli bir şey yapacağız. Buraya gelmeyen eşinize, dostunuza, akrabanıza mutlaka ulaşacaksınız, ’Size cumhurbaşkanımızın selamı var’ diyecek, halini hatırını soracak, 14 Mayıs’ın önemini anlatacaksınız. Biraz sonra size izleteceğim videodakileri gerçekleri, 21 yıldaki hizmetleri ve gelecek 5 seneye dair planlarımızı izah edeceksiniz. Kırklareli’nde, kapısı çalınmadık, yüreğine dokunulmadık kimseyi bırakmayacaksınız. Ben sizin malum, aynı zamanda kıdemli komşunuzum. Her seçimde olduğu gibi 14 Mayıs’ta da seçimi milletimizin kalbinde, yüreğinde kazanacağız. Gerisi zaten gelecektir. 14 Mayıs’ta ’Durmak yok, yola devam’ diyor muyuz? 14 Mayıs’ta doğru adımlarla yola devam diyor muyuz? 14 Mayıs’ta Türkiye yüzyılı için ’hemen şimdi’ diyor muyuz? Bunun için 14 Mayıs’a kadar kapı kapı dolaşıyor muyuz? Hani benim her zamanki sözüm var ya; ’Kale içeriden fethedilir’. Bu ne demek? Kaleyi içeriden kimler fetheder? Kadınlar fetheder. Kadınlar, buna hazır mıyız? Gençler buna hazır mıyız? Ana kademe buna hazır mıyız? İşte onun için ben bu sefer Kırklareli’nden güzel haber bekliyorum” dedi.
’OKUDUĞUM BİR ŞİİR YÜZÜNDEN HADSİZ ŞEKİLDE CEZALANDIRILDIM’
Kırklareli’nin siyasi hayatında farklı bir yeri olduğunu söyleyen Erdoğan, ”Okuduğumuz bir şiir yüzünden hadsiz şekilde cezalandırıldığımda, Kırklareli bizi Pınarhisar’da misafir etti. Biz o günleri, gazete manşetlerinden, bizlere siyasi ömür biçildiği o kara günleri hiçbir zaman unutmadık. Milletimizin bize yapılan adaletsizliğe gösterdiği vicdanı duruşu hiçbir zaman unutmadık. Yüz binlerin bizi Pınarhisar Cezaevi’ne yolcu ederken o döktüğü gözyaşını hiçbir zaman unutmadık. Kırklareli ile birlikte tüm Türkiye’nin bize nasıl sahip çıktığını, bizlere nasıl umut bağladığını hiç unutmadık. Pınarhisar’da haksız şekilde tutulduğumuz o günleri her anıyla tefekkürle, istişare ile geçen bir oda olarak gördük. Pınarhisar’ı bir zindan olarak değil, Medrese-i Yusufiye olarak kabul ettik. Darbecilerin, milletimizle bağını koparmak için bize attıkları o zindan Allah’ın takdiriyle yeni bir dönemin başlangıcı, yeni bir yolculuğun ilk adımı oldu. Partimizin ufkunu burada çizdik. Türkiye’ye dair hayallerimizi Pınarhisar’da somutlaştırdık. Gelecek vizyonumuzu burada şekillendirdik. Rabbimizin yardımı, milletimizin desteğiyle 3 Kasım 2002 seçimlerinde Anadolu ihtilalini gerçekleştirdik. Ülkemizi 21 yılda tarihinin en büyük yatırımlarıyla buluşturduk. 81 vilayetimizin her birini eserlerimiz ve projelerimizle nakış nakış dokuduk. Milletimizin ayağına vurulan vesayet zincirlerini biz darbe ve siyasi istikrarsızlık prangalarını tek tek parçaladık. Türkiye’yi, sağlıktan ulaşıma, enerjiden eğitime, savunmadan turizme kadar her alanda başarıdan başarıya koşturduk” diye konuştu.
’BİZ BU TAKOZ SİYASETİNE, SABOTAJ SİYASETİNE TESLİM OLMADIK’
Alanda sinevizyon gösterisinde yapılan yatırımları izleten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bunlar sadece özetin özeti olan yatırımlarımız. Elbette her insan gibi eksiklerimiz de olabilir. Bürokratik vesayetin takoz koyduğu, muhalefetin engel çıkardığı, marjinal örgütlerin sabote ettiği projelerimizi burada saymaya kalksak bitiremeyiz ama biz bu takoz siyasetine ve sabotaj siyasetine teslim olmadık. Bunlara rağmen ülkemiz ve milletimiz için en hayırlısı neyse onu yaptık. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz, sizinle beraber. Aziz milletimize hizmetkar olmak için daha fazla ter dökeceğiz. Bunu da Kırklareli’nin desteğiyle hep beraber başaracağız. Pazar gününe kadar 6 gün kaldı. Öyleyse kapı kapı dolaşıyor muyuz? Kırklareli’nden bu defa sandıkları patlatıyor muyuz?” dedi.
’YALANDA ONUN ÜZERİNE YOK’
’Seçim dönemleri kimileri için bol keseden boş vaat dağıtma günleridir’ diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
”Bunların her zaman dağıttıkları bol vaat bohçası var. Doğruluğuna, yanlışlığına bakmadan seçtikleri vaatleri gittikleri yerlerde sağa sola savururlar. Çiftçiye, ne dediler? Bedava traktör dediler? Çiftçi kardeşlerim size bedava traktörler geldi mi? Ulaşımı, elektriği, suyu ücretsiz yapacağız dediler, oldu mu? İstanbul yanı başımızda, ben İstanbulluyum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptım. Bunlar ne suyu ucuz, ne otobüsleri bedava yapmadılar ama biz dönemimizde bunları yaptık. Akıllarına gelen her şeyi söylediler. Hele Bay Bay Kemal bu işin piridir. Yalanda onun üzerine yok. Seçim bittikten sonra ne yapıyorlar? Vaat bohçasının ağzını bağlayıp sandığa koyuyorlar, bir dahaki seçime kadar milletin yüzüne bakmazlar. Bu eski Türkiye’nin siyasetçi modelidir, siyaset tarzıdır. Biz 2002’de bu siyaset anlayışına son verdik. Seçim meydanlarında ne diyorsak, neyi vaat ediyorsak, göreve gelince onları tek tek hayata geçiririz. Mesela, emeklilikte yaşı bekleyen 2 milyon 250 bin insanımızın talebini karşıladık. En düşük emekli maaşın 7500 liraya, emeklilerimizin bayram ikramiyesini ise 2 bin liraya yükselttik. Milletimizin 60 yıllık hayali olan yerli aracımız TOGG’u yollara uğurladık. Bay Bay Kemal ve ortaklarının ’Böyle bir gaz yok’ dedikleri Karadeniz doğal gazımızı getirdik. Sadece bununla kalmadık, bu ayki doğalgaz kullanımını ücretsiz yaptık. Biz ne dersek yaparız. Bizde yalan yok, her şey doğruluk üzerine. Söylediklerimizi Ankara’ya dönünce unutanlardan olmadık.”
’BAY BAY KEMAL IMF’YE GİT, AVUCUNU YALAYACAKSIN’
Sinevizyonda yapılan yatırımlarının izlenmesinin ardından konuşmasını sürdüren Erdoğan, ”Bunlar son 21 yılda yaptıklarımız. Öyle Bay Bay Kemal gibi Londra’daki tefecilerden para dilenmeyeceğiz, öyle Bay Bay Kemal gibi ülkemiz ekonomisini tekrar İMF komiserlerine teslim etmeyeceğiz. Davos’tayız. O zaman Bebecan benim bakanım ve İMF başkanıyla görüşme yapıyoruz İMF başkanına dedim ki, ’Alacaklarınızı tahsil ediyor musunuz?’ Evet. O zaman 23,5 milyar dolar borcumuz var. Siz paranızı tahsil ediyorsanız Türkiye’nin başbakanı benim, siz Türkiye’nin siyasi geleceğine müdahale edemezsiniz, sustu. Bebecan da kızardı, bozardı. Sene 2013, 2013’e geldik 2013’te İMF’e borcumuzu bitirdik. 2013’ten sonra 1 kuruş almadık. Bay Bay Kemal’in sözcüsü, İP’in sorumlusu olan, bir zamanlar Merkez Bankası başında da olan kişi ile ikisi otel lobilerinde İMF ile görüştüler. Onlarla görüşerek bizi IMF’ye borçlanma tavsiyesi yaptılar. Bizim böyle bir ihtiyacımız yok. O gün bugün, 10 sene. Biz kuruş almadık IMF’den, ne oldu Türkiye battı mı? Bay Bay Kemal sen IMF’ye git, avucunu yalayacaksın, onlardan sana yar olmaz ama sen zaten seçimi kazanamayacaksın. Sen ciddi manada zavallısın. Bunlar esrarkeş, eroinkeş, bundan kazanım elde eden tefeciler. Bunun gibi bölücüler ve FETÖ’cülerle gizli gizli buluş taviz vermeyecek, kol kola yürümeyeceğiz. Kimseye el açmadan toplum refahını sağlayacağınız. Kırklareli halkının ben bizi bu mücadelede yalnız bırakmayacağına inanıyorum. Bunca alt yapıyı, üst yapıyı biz Londra tefecilerinden aldığımız parayla mı yaptık? Çanakkale Köprüsü’nü onlardan aldığımız parayla mı yaptık? Bir abide değil mi? Nasıl yaptığımızı görüyoruz. Bay Bay Kemal, Ziya Paşa tam da senin için söylüyor; ’Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri’ Millete hizmet aşk işidir, bunun için de yürek gerekir, bilek gerekir, Türkiye’ye sevdalanmak gerekir. Aşkı, ufku olmayandan ne bu ülkeye ne Kırklareli’ne hayrı yoktur” ifadelerini kullandı.
’BUNDAN SONRA DA BİZ ÇÖZERİZ’
’Kırklareli’ne soruyorum’ diyen Erdoğan, ”Kumar mı noter mi olduğuna daha kendilerinin bile karar vermediği masadan size yarar gelir mi? Sabah akşam kavga eden tartışan, didişen hiçbir konuda anlaşamayan koalisyon gençlerimizin sorunlarını çözebilir mi? Sandık başına gidecek her vatandaşımızdan önce bu soruların cevabını aramasını istiyorum. Ülkemizin demokrasi ve kalkınma hamlelerimi nasıl bugüne kadar gerçekleştirdiysek, bundan sonra da biz çözeriz. Sözümüzü yerine getireceğimizin ispatı da şehirlerimize bugüne kadar kazandırdığımız hizmetlerdir. Kırklareli’ne bugüne kadar 30 milyar lira kamu yatırımı yaptık. Senin belediye başkanın acaba Kırklareli’ne ne yaptı? Yolların halini gördük, rezalet, İstanbul’un hali rezalet, Ankara rezalet, İzmir rezalet. Sağlıkta 745 yataklı 8 hastane ile birlikte 24 sağlık tesisini yaptık. 846 konutun yapımına devam ediyoruz. Şimdi de ilk evimle 1148 yeni konut yapacağız. Kırklareli millet bahçesinin yapımında sona geldik. Ulaştırmada 77 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafesini 249 kilometreye çıkardık. İstanbul-Edirne-Kırklareli hızlı tren projesi etaplar halinde devam ediyor. Bu hat üzerinde Babaeski-Lüleburgaz ve Büyükkarıştıran istasyonları kuracağız. Halkalı-Kapıkule arası 1 saate düşecek. Tamamladığımız sulama projeleriyle ilimizde 200 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. Çiftçilerimize yaklaşık 4 milyar tutarında destek verdik. Enerjide 106 bin abonesi olan şehrimizin yüzde 72’sine doğal gazı verdik. İnşallah 14 Mayıs’tan sonra tüm hizmetlerimize yenilerini ekleyeceğiz. Biz eser ve hizmet siyaseti yaparken karşımıza çıkanların kim olduğunu böyle bir görelim” diye konuştu. Erdoğan, konuşmasının ardından Edirne’ye hareket etti. (DHA)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER